Bulunduğumuz coğrafya krizler ve aynı zamanda fırsatlar coğrafyası…her krizde bırakıp kaçmayı mı planlayacağız? Buradaki fırsatları başkalarına mı bırakacağız?
Ben de global dünyada her yerde çalışabilmenin, yaşayabilmenin önemine inanan biriyim…ama evi barkı terk edip gitmek başka bir şey. Şimdilerde bir çok arkadaşım “dükkanı kapatıp” yurt dışına “göçme” peşinde.. “buralar artık yaşanmaz olmuş”… Peki biz kaçarsak kim düzeltecek… Gittiğimiz yerde de işler karışırsa son kara parçasına ulaşana kadar kaçmaya devam mı edeceğiz?
Şimdiye kadar birçok girişimcilik hikayesi, değişim lideri dinledim…bunların içinde en çok etkilendiğim açık ara “Ebru Baybara Demir”. Azmine, inancına, tutkusuna hayran oldum. Hani nasıl diyorlar: “if there is a will, there is a way!”
Ebru Baybara Demir içimizden biri. Öyle Harvard’larda girişimcilik falan okumamış, MBA yapmamış. Hikayesini anlatmayacağım linkteki TEDX konuşmasında kendisi çok güzel bir şekilde anlatıyor zaten. Bence her bir kelimesi bir dönem boyunca “girişimcilik dersi” olarak okutulabilir.
Onu birkaç yıl önce bir zirvede izleme fırsatım olmuştu…o zaman da hayran kalmıştım… “Yeniden başlamak, şikayet yerine çözüme odaklanmak” konusunda yazı yazmaya karar verdiğimde onu örnek gösterip bir videosunu bulup paylaşmak istedim; şanslıyız, Türkiye’nin yeni durumuna göre girişimlerine yenilerini eklediği oldukça güncel bir konuşmasını buldum…
Girişimcilik gözlüğü ile, konuşmasında altını çizdiği cümlelerin üzerinde durmak istiyorum biraz, tutku ve azmini konuşmasından kendiniz alabilirsiniz, o heyecanı anlatmaya kelimeler yetmez. O da Pollyanna değil, dedim ya bizim gibi insan, hayal kırıklıkları ümitsizlikleri olmuş. Ama dev ailesini; kendine inanan takımını; hiç yarı yolda bırakmamış hep bir çıkış yolu bulmuş. Ailesi ona güvenmiş o da ailesine.
Fırsatı görüp; “bir fikrim var, burada bu iş tutar” demekle girişimcilik olmuyor, pazara göre adım adım büyütmek ve şekillendirmek gerekiyor. Bu aralar “ÇEVİKLİK” de GİRİŞİMCİLİK ve İNOVASYON kadar popüler. Zaten de ayrı düşünülemez “3ü 1 arada” anlamlı. En çok yazılım şirketleri, Startup’lar mı “çevik” olur. Bence çeviklikte dünyadaki en önde gelen örneklerle yarışır, Ebru Baybara Demir’in “Hayatım Yeni Bahar” hikayesi. “Çevik Yönetim” başlıkları açısından da çözümlesek bir sürü ders çıkar, dedim ya anlat anlat bitmez. Ben sadece birkaç kelimesinin altını çizeceğim, dinlerken farkındalığı artırmak için. Sonra siz kendini izleyerek tadını çıkarın. Korkmayın filmin sonunu söyleyip heyecanını kaçırmayacağım. Tabi siz arzu ederseniz önce videoyu seyredip sonra bloğu okumaya da devam edebilirsiniz, ya da videoyu izledikten sonra tekrar notlara göz atabilirsiniz.
İşbirliği-Ortaklık diye başlıyor sözlerine: Başarmak istiyorsak güçlerimizi yeteneklerimizi birleştirmeliyiz. Takım olmayı, birbirimize güvenmeyi öğrenmeliyiz. Takım arkadaşlarımızın hem yeteneklerine üstlendiği görevi başarabileceğine hem de ahlaki değerler açısından bizi yarı yolda bırakmayacağına.
“Güçlü olduğunuz yerden başlayın” diye devam ediyor: Bildiğiniz yerden başlayın. Hiçbir işi zayıf yönlerinize göre geliştiremezsiniz. İşin gerektirdiği şekilde gelişirsiniz zaten.
“Bir işi yapmak istiyorsak fark yaratmalıydık” vurguladığı sözlerden biri. En son ne zaman sordunuz kendinize “Müşteri neden bizi tercih etsin?”. “Müşteriye diğerlerinden farklı ne kazanç sağlıyoruz?” diye. “Acaba yarattığımız fark müşterimiz için anlamlı mı?” diye? Ego yapmadan objektif olarak.
Atıl kaynakları harekete geçiriyor: Kimsenin fark etmediği ne değerler ne güçlerimiz var kaynak olduğunu paraya dönüşebileceğini fark bile etmediğimiz. O zaman en minik artım bile fark yaratıyor. Bir büyüktür sıfır (1>0) denkleminde yerini alıyor.
Müşteri Odaklılık: Bütün girişimler müşteriden başlar. Müşterinizi segmente etmeli ve farklılaşan ihtiyaçlarına göre esneklik göstermelisiniz. Dizlerini kırıp yere oturamayan müşterinize “bizde konsept yer sofrası” derseniz dünyanın en leziz yemeğini de yapsanız yediremezsiniz. Neyin işinizin özü olduğunu müşteri için gerektiğinde esneyerek çözüm üretmeniz gerektiğini bilmelisiniz. Her çözümün de öyle çok büyük yatırımlara konu olması gerekmez.
Teknoloji Kullanımı: Globalleşen dünyada sosyal medya, gelişen teknoloji en geleneksel işi bile yapıyor olsak bizim işimize farklı bir boyut kazandırabilir. Farklı müşteri segmentlerine ulaşmak için “ulaşım kanalı” olabilir.
Tabi en önemlisi herkesi “ORTAK AMAÇ şemsiyesi altında topluyor ve tutkusuna ortak ediyor.” Kendi de salt para için çalışmıyor karın her türlü doyar, yaratılan değer bunun çok daha üstünde herkes için, çalışan için de müşteri için de….
O bir iyilik dalgası başlatıyor, iyiliği görenler arkasından geliyor ve iyilik paylaştıkça büyüyor. Sağlıklı insan psikolojisi farda sağladıkça mutlu oluyor. O nedenle başlattığı çalışmalara başka kurum ve kişiler de katkı sağlamak için yanında yer alıyor.
Dedim ya daha altını çizecek çok sözü var, ama uzatmayacağım onları da konuşmasını dinlerken siz çizin.
“Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcut”sa neden ilk fırsatta kaçmayı ve yabancı ellerde 2. sınıf vatandaş olmayı planlıyoruz?
HADİ ÇAY KOYUN YENİDEN BAŞLIYORUZ.
EBRU BAYBARA DEMİR TEDX KONUŞMASI