Değişim Mimarı®- Demet Demirer – CONSEI.TECH Kurucu Mentorü
CONSEI.TECH ismiyle kurmuş olduğunuz platform hangi temel hedef doğrultusunda ortaya çıktı? Platform ismini nereden alıyor?
Türk İnşaat Sektörü, ülkemizde en az eğitim alan, teknolojik gelişmelere en uzak, hiyerarşik ve bürokratik yapısı ile değişime en çok direnen sektörlerden biri. Diğer sektörler startup’ların ve çevik yapılanmanın yarattığı ezber bozan çözümlerle teknolojiyi, veriyi, çalışanı ve müşteriyi odağına alarak değişiyor bu değişimi tetiklemek için de sektörel inovasyon ve kuluçka merkezleri kuruyorlar.
Amerika ve Avrupa’da inşaat sektörü devleri ve STK’ları gerek startup’lara yapılan yatırımlarla gerekse kuluçka merkezi ve hızlandırma programları ile sektördeki gelişimi hızlandırıyorlar.
Türkiye’de ise sektör firmalarından ar-ge ve inovasyon haberleri duyulsa da radikal/yıkıcı inovasyon pek görülmüyor. Sektöre teknoloji ile değer katmaya çalışan contech startup’lar pek fark edilmiyor. Ben kişisel olarak 2015’ten beri İnşaat ve Gayrimenkul Startup’larına mentorlük yapıyorum ve ortamı gözüyorum. Startup’lar sektörün ilgisini çekmekte çok güçlük çekiyorlar hatta aralarında pes edenler ve profesyonel hayata dönenler ya da başka sektörlere pivot edenler var, sonuçta kaybeden sektör oluyor. Bu nedenle bu inisiyatife önayak olmak istedim: 2018’de İstanbul Proje Yönetim Derneği II.İnşaat Zirvesinde inşaat startup’ları için bir panel düzenledim, 2021’de Yapı Fuarı’nda startup’ları sektörde görünür kılmak için YAPI-TECH GARAGE projesi için çözüm ortağı oldum. Ardından da Yapı Fuarı’na katılmış olan Startup’larla CONSEI.TECH’ i kurduk.
CONSEI.TECH olarak bütünde sektörü radikal bir şekilde iyileştirme hedefi altında 3 alt hedeften bahsedebiliriz:
- Birlikte daha büyük etki yaratarak sektörün ve yatırımcıların dikkatini çekmek
- Startup’ların birbirlerinin gelişimi için bilgi paylaşmasını sağlamak ve
- Startup’ların birlikte iş geliştirerek sektöre bütünleşik çözümler sunması için network oluşturmasını sağlamak.
CONSEI.TECH bir nevi otonom ve sanal bir kuluçka merkezi ve kararları üyeler veriyor o nedenle CONSEI.TECH ismini de logosunu da üyeler belirledi. İsim CONTECH-STARTUP-ENTREPRENEURS-INITIATIVE kelimelerinin kısaltmalarından oluşmaktadır.
CONTECH’lerin PROPTECH’lerden farkı nedir? Neden ayrı bir organizasyon kurma ihtiyacı duydunuz?
Proptech’ler gayri menkul alım, satım ve işletme sürecini geliştirmeye yönelik teknolojiler. Sektörler arasındaki çizgiler bir sektörde ya da aşamada üretilen bilginin diğer tarafa geçmesinin önünde engel teşkil ediyor o nedenle çoğu sektör arasındaki çizgiler giderek kalkıyor. Gayrimenkul ve İnşaat Sektörleri arasındaki çizginin de giderek belirsizleştiğini söyleyebiliriz. Bünyemizdeki kimi startup’lar her iki süreci de kapsıyor bunun ayrı düşünülmesi pek mümkün değil aslında doğru da değil. Öte yandan inşaat sektörü bu teknolojiyi takip etmeye pek vakit ayırmıyor, bütün bu değişimi üzerine alınmıyor. O nedenle CONTECH “Construction Technology” (inşaat teknolojisi) tanımı ile tasarım ve yapım süreci ile ilgilenen firma ve organizasyonların dikkatlerini çekmek istedik. Bu hedefimize ulaştığımızda bütünsellikle inovasyonu daha büyütebilmek için proptech’leri de bünyeye kabul edebiliriz.
Platformun hedef kitlesi ne tür şirketlerden oluşuyor?
Bu soruya üç bakış açısı ile cevap verebilirim.
- Tasarım ve inşa aşamasında kullanılmak üzere ürün geliştiren contech startup’lar
- Platformda yer alan contech startup’ların ürünlerinin hedef kitleleri. Bunların içinde küçük büyük müteahhitler, tasarımcılar, malzemeciler, yatırımcılar gibi sektörün yerli ve yabancı bütün ticari paydaşları yer alıyor. Hatta bünyemizde son kullanıcıyı hedef alan ürünler de var.
- Kendisini de startup olarak değerlendirebileceğiniz CONSEI.TECH’in büyüyebilmesi ve sektöre uluslararası rekabet üstünlüğü sağlayabilmesi için bakanlıklar, STK’lar, Üniversiteler gibi sektörel aktörler.
Birinci ve üçüncü maddede şu an için Türkiye sınırları dahilinde düşünüyor olsak da Türkiye’de yeterli farkındalığı sağladıktan sonra global hedeflerimiz olduğunu söyleyebiliriz.
Çevik Yönetim Yaklaşımı nedir? Sektörde bulunan çok sayıda start-up firması bu yaklaşıma hangi ölçekte katkı sunuyor?
Çeviklik; işletmelerin belirsiz pazarlarda değişimden fırsat oluşturabilecek şekilde esnek yapılı ve inovasyon kabiliyetlerinin yüksek olması anlamına geliyor.
Bir organizasyonun çevik olabilmesi için ise hiyerarşik ve fonksiyonel departmanlar arasında sıkışmış yapıdan kurtulması küçük multi-disipliner takımlar ağına dönüşmesi ve “benim işim değil diğer departmanın işi” söyleminden kurtulması gerekiyor.
Bu iki tema startup’ların DNA’sında var, pazarın ihtiyacı ne ise ona takım olarak çözüm üretmek. O nedenle hem yönetim yaklaşımları ile rol model oluyorlar hem de sektörlere getirdikleri radikal ve yıkıcı inovasyonla bir yandan da sektörün diğer aktörlerini değişime adapte olmaya yani çevik olmaya zorluyorlar.
Öte yandan da sektör firmalarının çevikleşebilmesi için teknoloji ve veriden faydalanması gerekiyor. Bu noktada da startup’lar onlara teknoloji ve veri sağlıyor.
Platforma dâhil şirketlerin ortak özelliklerini neler? Bu platformun gelişiminde inşaat sektöründeki firmalardan beklentilerinizi ve gelecek öngörülerinizi bizlerle paylaşır mısınız?
CONSEI.TECH dahilindeki bütün startuplar geliştirdikleri teknolojilerle sektörde radikal bir değişim hedefliyorlar. Sektörü geleneksel iş yapış şeklinden çıkaracak ürünler geliştiriyorlar. Bir de tabi etik değerler önemli, sektörü son kullanıcı dahil tüm paydaşlar için daha şeffaf, daha güvenilir, daha çevreci ve daha mutlu bir yer haline getirmek için çalışıyorlar. Ürünleri ile çok farklı noktaları hedefleyen startup’lar bir arada tüm sektörü kapsayan bir değer zinciri oluşturuyorlar.
Sektördeki ticari kurumlardan beklentimiz kendilerinin işini kolaylaştırmak için geliştirilmiş olan teknolojik ürünleri denemeleri, geliştirilen teknolojilerden faydalanmaları ve ürünlerin ihtiyaçlarına uygun gelişmesi için geri bildirim vermeleri. Bazen bir startup’ın bir çözümünü anlatmak için firmalardan randevu almaları bile çok güç olabiliyor. Düşünsenize bir sıkıntı için çözüm geliştirmişsiniz ama sıkıntının sahibi sizi dikkate almıyor.
Sektörün üst kurumlarından beklentimiz kurduğumuz platformun sürdürülebilirliği için maddi manevi destek olmaları, deneyim, bilgi birikimi ve networklerini bizlerle paylaşmaları.
Sizler gibi kurumların ise görünürlüğümüze destek vermeleri bunun için sizlere teşekkür ediyoruz.
Covid-19 pandemi dönemi inşaat sektörü ve girişimcilik dünyasını nasıl etkilendi?
Değişim uzun süredir bütün dünyanın ve sektörlerin gündeminde, ancak Türk İnşaat ve Gayrimenkul Sektörü genellikle bu değişimin oluşturduğu krizlerin geçeceğini ve her şeyin “normal”e döneceğini düşünür ve devletten çeşitli desteklerle sahip çıkmasını beklerdi.
Pandemi değişimi hızlandırdı ve herkesin fark etmesini sağladı, toplumun düşünce yapısını ve sosyal hayatı büyük ölçüde değiştirdi. Buna bağlı olarak sosyal hayat için kapalı ve açık ortamlar oluşturan inşaat sektörü de şehirleşme, şehircilik, bina fonksiyonları ve bina tasarımı açısından değişecek hatta buna bağlı olarak ulaşım ve işletme modelleri de değişecek. Daha önce de bahsettiğim gibi sektörleri kalın çizgiler arasında izole düşünemeyiz.
Değişim özellikle radikal değişim düzen ve denge beklentisi içinde olan hantal yapılı firmalar için risk, değişim ve fırsat odaklı çevik firmalar ve startup’lar için fırsattır. Buna ek olarak pandemide hızlanan teknolojik gelişmeler startup’lara çözüm geliştirmek için daha fazla olanak sağladı.
Gelecekte bizi ne bekliyor? Teknolojinin ve vizyoner projelerin inşaat sektörü ve startup ekosistemine nasıl etkileri olacak?
Bu soruya cevap vermek zor; 2 sene öncesine kadar pandemi diye bir kavram gündemimizde dahi değilken bir anda hayatımızın en önemli kavramı haline geldi. “Yeni Normal” terimi ile paradigma değişimine ve artık hiçbir şeyin eskisine dönmeyeceğine vurgu yapar olduk. Hiçbir şey eskisine dönmeyecek ancak böyle de kalmayacak. Domino devrildi bir kere “Yeni Normal”in değişimin ta kendisi haline geldiğini söyleyebiliriz. Sanayi Devrimi’nin sloganı “Düzen ve İlerleme” idi, içinden geçmekte olduğumuz “Dijital Devrim”in sloganı “Çeviklik” olmalı. Buna adapte olabilmek için de bütün sektörlerdeki işletmelerin çevikleşmesi gerekiyor. Bu bağlamda da teknoloji ve veri odaklı firmalara dönüşmesi gerekiyor. Eğer Türk inşaat sektörü çeviklik ve teknoloji konusunda gerekli önlemleri almazsa önce yurt dışında sonra Türkiye sınırları içinde rekabet avantajını yitirebilir.
Sadece İnşaat sektöründe değil tüm sektörlerde değişimi tetikleyen bazı trendler var:
Toplumsal yaşamın yapı taşlarından “iş yaşamı” değişiyor, uzaktan çalışmanın artması ile insanlar daha mobil ve insan kaynakları daha global. Bu da ticari ve mesken yapılarını bunu bütünleyen bütün yapılı çevre unsurlarını etkiliyor. Sanayi Devrimi ülkelerin yönetim şekillerini bile etkilemişti. Şimdi Dijital Devrim ülkelerin görünmez sınırlarını etkiliyor. Şimdi bildiklerini unutma ve yeniden başlama zamanı.
Biz Türk inşaat sektöründe bunu yok saysak bile dünyada inşaat sektörü değişiyor, artık Amerika’da yapı elemanlarını 3 boyutlu printerdan çıkararak milimetrik ve fabrika ortamı kalitesinde üreten firmalar var. Çin’in inşaat sektöründeki başarılarını biliyoruz.
Değişime adapte olabilmek için gayrimenkullerin imalat sürelerinin kısalması, özellikle fabrika koşullarında hızlı imalat ve minimum şantiye sürelerinin ön plana çıkması, Pazar uyumu için kitlesel üretim yerine fazlara bölünmesi önemli.
Bu koşullarda hiyerarşik, silo yapılı bürokrasinin ve onay mekanizmasının ağır olduğu, sadece patronların ve üst yönetimin yetki sahibi olduğu geleneksel organizasyonlar; mavi ve beyaz yakada ucuz işçilik ve uzun çalışma saatlerine rağmen rekabet edemeyecekler. Bilginin tabana indiği, düşünen ve gelişen otonom takımlardan oluşan çevik organizasyonlar zaman, maliyet, kalite avantajı sağlarken multi-disipliner düşünme yetkinliği ile daha inovatif olacaklar.
Gelişen teknolojilerle ve toplanan verilerle bina ölçeğinden şehir ölçeğine akıllı ve öğrenen yapılar ortaya çıkacak.
Yazı 6 Temmuz 2021’de www.emlakkulisi.com ‘da yayınlanmıştır.